Sırdaşım Güvercin...

O gece,kendisiyle bir anlaşma yapmıştı Onur.O meçhul ismi,söylerken sesi titrediği,düşünürken kendisinden geçtiği,o ismi yazacaktı sonunda.Belki de son defa yazacaktı,sonra arşivde alacaktı yerini.Kim bilir?Yazısını bitirdikten sonra gecenin karanlığında balkona doğru yürüdü.Çok geç bir saatti,kimsesiz bir gece,sessiz.Uzun uzun düşündü,neyi düşündüğünü bilmeden.Düşünceleri kararmıştı.Hiç düşüncelerinize karanlık çöktüğü oldu mu?Simsiyah,boğucu bir karanlık.Mutlaka olmuştur.Ayağa kalkıp silkinmek mi sizi kendinize getirir yoksa o karanlığın içinden aydınlığın gelmesi mi?Aydınlık değil mi?Onur'da bekledi,çok bekledi hemde aydınlığı.Ama bir türlü gelmedi beklenen.İçinde büyük korku oluştu.Umutları tükendi,hayalleri bitti.Paramparçaydı.Kader,kısmet denen şeye tam inanmaya başlayıp ''olmuyorsa zorlamayacaksın'' sözcükleri dökülecekken dudaklarından,o da ne?Bir ışık uçup geldi.Evet,uçup geldi aydınlık.Balkonun camına bembeyaz bir güvercin kondu.Kendisi ne kadar beyazsa,gözleri de bir o kadar siyah ve ışıltılıydı.Boğucu karanlık içindeki düşünceler,korku,tükenen umutlar,biten hayaller hepsi gitmişti.Ve biranda çıkıverdi o isim ağzımdan;Fatmanur...
Güvercin,uçup gitti.Sanki benim söylememi beklemişti.Arkasından çok seslendim ''kimseye söyleme'' diye.
İşte böyle bir geceydi.Masallardaki gibi bir gece.İnanması güç değil mi?Ben bile hala kendimi ikna etmeye çalışıyorum böyle bir gece geçirdiğime.Hayatım boyunca unutmayacağım.Eğer güvercin ağzını sıkı tutabilirse,ikimizden başka kimse bilmeyecek.Ve bir gün,yaşım kaç olursa olsun bu yazı okuduğumda,şimdi ki gibi ''bu oldu mu gerçekten'' diyeceğim kendime.Sonra balkona çıkıp güvercinin gelmesini bekleyeceğim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder