Bırak şimdi ölümü falan.Beni tek korkutan,saçlarıma bir bir karlar yağdığında,çizgili yüzüm ve ellerimle baş başa kaldığımda yalnız,geçmişte yapamadıklarımın ve söyleyemediklerimin pişmanlıklarını aynanın karşısındayken gözlerimden okunması.Ve bir cümlenin hayatımı özetlemesi: Şimdi ki aklım olsa... Korkuyorum keşkeli cümlelerden,korkuyorum işte.Bir keşkenin yüklem olması ne acı başındaki özne senin hayatından bir kesiti ifade ediyorsa eğer.Belki o zaman ''Zamanı geri alabilsem!'' derim çaresiz,pişman,bitik kendime.Şimdi ki ben yakama yapışmaz mı o zaman?Demez mi ''Aklın neredeydi be Onur?Hayatta fırsatlar bir kere çıkar insanın karşısına.Bu fırsatları nasıl değerlendirdiğin,ilerideki senin cümlelerini oluşturur.Senin tutumunun karşılığı bu işte: Keşke.Bunun sorumlusu sensin..!'' O zaman vurmaz mıyım başımı duvarlara?Ne çıkar!Geri getirmez ne kadar vursan da pişmanlıklarla dolu kafanı duvarlara,geri getirmez geçmişin fırsatlarını.Anlar o zaman insan her şeye geç kaldığını.Çaresizlikler kuşatır dört bir yanını o vakit.Nereye gitsen seninle gelir 'Keşkeler' 'Pişmanlıklar ' 'Şimdi ki aklım olsalar..''.Kurtulamazsın,kaçamazsın.Pişmanlıklarınla uyur,keşkelerinle uyanırsın.Hele ki bir sabah uyandığında göremezse umduğu yüzü karşısında,bulamazsa istediği ellerin sıcaklığını yanında,nasıl mezar olur o yatak insana?Bilmez insan şimdinin kıymetini,yitirmeden anlamaz.Utanıyorum bu yüzden kendimden.Her şeyin farkında olup da,kendi sonumu hazırlamaktan,gelecekteki bana şimdiki ben hesap sorduğunda ''Ne yapabilirdim ki?'' diyecek olmaktan,utanıyorum şimdiden.Oysa açık açık yazmak isterdim her şeyi.Gurur diye bildiğim gereksiz takıntımı bırakıp,anlatmak isterdim durmadan.Yazamam ama,haykıramam sevgilerin en yücesiyle sevdiğimi.Küçük düşmek sayarım söylersem bir çift elin özlemini duymanın.Açıklayamam kendime bir gülüşün beni nasıl bu kadar sersemlettiğini.Zor gelir,ayaklarına kapanıp sana ''Kalbimde senin bile değiştiremeyeceğin bir yerin olduğunu'' söylemek.Nasıl kızarım kendime biliyor musun sana muhtaç olduğumu itiraf etsem?Bazen bir hayal canlanır kafamda,ikimiz bir deniz kıyında yan yana.Başın omzumda,saçların savrulmuş yüzüme,şöyle bir dopdolu,ciğerlerim patlarcasına içime çekiyorum kokunu;yeşeriyorum oracıkta.Bir neden oluveriyorsun bana,yaşamak için bir neden.Sonra,senin beni sevmediğin ve sevemeyeceğin aklıma geliyor.Bir sıkıntı hali,alıp götürüyor o güzel hayali.İşte asıl o zaman zor geliyor her şey.Zor geliyor ayaklarına kapanıp kalbimdeki yerini söylemek,gülüşünün niye beni bu derece sersemleştirdiğinin açıklamasını yapmak,sevgimi korkmadan yüzüne haykırmak,zor geliyor.Çünkü biliyorum ki,sana her uzattığımda hep yaptığın gibi yine havada kalacak ellerim.Benim payıma yine salağı oynamak düşecek.Ne de olsa benim işim seni sevmek,senin işin benim haddimi bildirmek...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder