Kim söylemiş beni Süheyla'ya vurulmuşum diye?Kim görmüş,ama kim,Eleni'yi öptüğümü,yüksek kaldırımda güpegündüz?Melahat'ı almışım da sonra Alemdar'a gitmişim,öyle mi?Onu sonra anlatırım,fakat kimin bacağını sıkmışım tramvayda..? diye devam eden Orhan Veli Kanık'ın en beğendiğim şiiridir. Hakkını verelim Levent Yüksel güzel besteleyip,güzel söylemiş.Orhan Veli yolunda ilerlemek gibi bir niyetim yok ama onun bu zamparalığı kıskandıracak derece güzel;tabi yalnız olanlar için.Kendimi azat ettikten kısa bir süre sonra hayata,aşka, ve tabi ki bir erkeğin olmazsa olmazı kadınlara karşı (Hepsi değil.Masum bakışlı olanları tenzih ediyorum.) bakış açım ciddi manada değişti.Mesela daha önce hiçbir kızı arayıp ''Beyoğlu Hayal Kahvesinde olacağım.Akşam sekiz buçuk gibi burada ol.Bu senin için bir şans...'' dediğimi hatırlamıyorum.Şu da bir ilk:Belki de kadın-erkek ilişkilerinde ilk defa bu kadar net ve kibirli bir şekilde karşı cinse bir şans veren taraf kadın değilde,bir erkek oldu.Bu gurur duyulacak bir marifetmiş gibi algılanabilir birçok erkek için.Ama bu sadece sevenin o temiz sevgini suistimal etmekten başka bir şey değil.Bunu bile bile yapmaksa büyük bir alçaklık.Kötü tecrübelerin bir çıkarımı diyebiliriz buna.Sevenin sevilen tarafından her zaman köpek muamelesi gördüğü şu zamanda,tüm silahlarını indirip teslim olmak aşka,büyük bir risk.Bunu yapanlar,yani benim gibiler acı bir tecrübe edinirler.Bu tecrübelerde başka insanların saflıklarına leke düşürür.Bu zincirleme olarak devam eder.Birisiyle ne yaşadıysan,başkasıyla da onu yaşarsın.Yani buradaki kurban sonradan gelen ve hiçbir şeyden haberi olmayan sevendir.Sonuç olarak,gözümü kör etmeye çalışan hırsımı Berrin'den çıkartacak kadar aşka inancımı kaybetmiş değilim.Berrin farkında değil ama benim yaşam koçum olacak.İlk,ben onu idealize edeceğim sonra ise o beni.Bu çabaların tıkandığı noktada film bitecek.Bitmemesi için seven rolünde Berrin olduğu için muazzam bir efor sarf edecek.Beni kendine alıştırmak için sanki boynunda tasma varmış gibi ipi nereye çekersem oraya gelecek.Her istediğini yerine getiren bir kadın;bir erkek daha ne ister ki? derken bakmışsın ki o görünmez ip senin boynuma geçmeye başlamış.Senden ilgini biraz kesecek olsa nedenini kendi içinde sorgulayıp dalkavukluk yapacaksın.Sürekli yalakalık yapmaya ve onu göklere çıkartacak derecede ilgiyle karşılık vereceksin.Geçmiş olsun!Ona alışmışsın bile...
Dün,dediğim saatte dediğim yere geldi Berrin.Bir şeyler içtik.Gözlerinde bir sürü soru okudum.Bunların dile dökülmesi biraz vakit aldı.Yaklaşık 15 dakika boyunca gündelik sorularımızın cevaplarını verirken birbirimize,dayanamadı ve gözlerinden diline süzüldü o soru: 'Niye benimlesin?' Bu soru er-geç sorulacaktı zaten.15 dakika sonra sorulmuştu.Aslında bu ''Niye Benimlesin?'' sorusunun içinde 'Daha önce neredeydin?Öncekine ne oldu?Kalbinde iki kişilik yer yoktu ya senin ve ben o sonradan gelen ikinciydim ya hani,ne oldu da benim rütbem arttı bir anda?Kuyruğun sıkıştı değil mi?' sorularının dolaylı yoldan sorgusuydu.Vereceğim cevap tek bir soruya değil,onun kafasındaki birbirleriyle bağlantılı birçok soruya cevap olacaktı.
''Çünkü daha öncekine verdiğim değerin yarısını bile hak etmediğini gördüm.'' dedim.Bu cevap onun tatmin etmedi tabi ki.Çünkü okulun son günü kendimden çok emin konuşmuştum.Normal olarak ''Onu sevdiğini söylüyordun düne kadar;ne oldu şimdi?'' dedi. Bende ''Senin dediğin gibi düne kadardı.'' dedim. Ellerini tuttum.İrkildi;gözleri büyüdü.Şimdi onu daha kolay ikna edebilirdim artık. ''Ben kimseyi sevmiş değilim.Çölün ortasında büyük bir susuzluk duydum o kadar.'' Güldü. ''Hadi o zaman!'' dedi. ''Midye yemeğe gidelim.'' Bir koşu dışarı çıkıp midyeci aradık.Hayatımda ilk kez midyeden tiksinmeyen bir kadın görüyorum.Yanlış oldu!Hayatımda ilk kez bir kere de 60 büyük midye yiyen bir kadın tanıyorum.Aç mı geldin lan buraya?Yarasın.:) Sonra Beşiktaş'ta bir kahve içtik.İki kez bozuldu bana.Beş kez gözlerini kaçırdı.Sonra hava karardı.Karanlıkta sözleştik ve kaybolduk.Ateş böceklerini gibi ışık saçan bir yürüyüşü vardı karanlıkta...
Hoş geldin kadınım...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder