7 Aralık 2015 Pazartesi

Cevaplanmayacak Sorular...


Yazmayalı uzun zaman oldu sanırım.Neden yazmadığımla ilgili belirgin bir nedenim yok.Belki de son zamanlarda yazmaya değer olaylar gelişmediği içindir.Belki de anlatmak istediklerimi bitirmişimdir.Belkide yazdıklarımın kimse için ehemmiyet arz etmediğinden mütevellit kendime içinde bulduğum bu acınası durumdan rahatsızlık duymaya başlamışımdır.Neden buraya yazmaya başladığımı anımsıyorum.Yazmak,benim günah çıkarma ritüelimdi.İçimde kaldı dediğim ne varsa burada değer kazanıyor,eleştriliyor,itham ediliyor,itiraf ediliyor ve samimiyetin gölgesinde bir özeleştriye  dönüşüp,bana yol gösterici oluyordu.Çünkü insanların kalpleri çirkindi,yürekleri kararmıştı,kimseye anlatamazdım,kimse samimi değildi,çıkarcılıkları ruhlarına bile bulaşmıştı,korkunçtular.... o yüzden içimde kaldı dediğim ne varsa,ilk aşklarımı,ilk reddedilişlerimi ve yüreğimde bıraktıkları sıyrıkları,sadece bir kavram olan duyguların ilk kez gerçekten yaşanışları,korkularımı,yardım çığlıklarımı,beni acınası duruma düşüren sevgimi,sevinçlerimi,ilk öpüşmemi,ilk şiiirlerimi ve daha nicesini ancak burada anlatabilir ve burada yaşayabilirdim.Öyle de yaptım,kimseye de ihtiyacım olmadı.Çünkü,insan ancak kendisiyle konuşurken yalan söylemez ve yalansız bir konuşma bulunmuşsa,gerisine ihtiyaç kalmaz.
Peki durum böyleyken,neden 'İlgisizlik'ten veryansın ediyorum ki?..

Özür dilerek kesiyorum olmayan okuyucularım.
Daha derinlikli yazmak isterdim lakin kısa film senaryosu yazmam gerek;
hem de en ivedi şekilde.

Sizde bu fırsattan istifade sorumu cevaplayın olmayan okurlarım.
Bir insan,neden kendi kendine yetebiliyorken bir anda ilgi ister? 

Görüşmek üzere...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder