Her gün bıkmadan usanmadan aynı filmi seyrediyorum.Hep aynı oyuncular hiç değişmeyen konu.Filmin başrolün de ben varım;Hayatımın filmi bu.Ama hayatıma yön veren ben değilim.Başkası yazıyor ben oynuyorum. ''Sev'' diyor seviyorum, ''Acı çek'' diyor acı çekiyorum,''Unut''diyor unutuyorum,sonra ''Tekrar sev'' diyor seviyorum,''Her şeye inat gülümse'' diyor gülümsüyorum. ''Dur'' diyor ''Mutlu olmak sana pek yakışmadı.Sen biraz daha sev'' diyor,yeniden seviyorum.İçimde ''Hep böyle mi olacak?'' tedirginliği var ama.Hayatın bize sormadan yazdığı,bize dayattığı sevimsiz senaryolardaki buruk ve mutsuz rolleri mi canlandıracağız yoksa kalemi elimize alıp,hayat oyununu istediğimiz gibi mi yazıp oynayacağız?Prangalı olan duygularımızı karanlık köşelerden çıkarıp hayatımızın tam merkezine oturmalıyız ki zaman geldiğinde şöyle arkamıza yaslanıp kendi filmimizi izlerken ''keşke'' değil ''iyi ki'' diyebilelim.Mutlu olmak için tek çıkar yol budur.Kendimizi sorgulayalım arkadaşlar.Olmuyorsa zorlayalım;yeter ki bir şeyler için geç kalmayalım.Hayat gerçekten çok kısa,gençliğin büyüsüne kapılıp pişman olma.En çok kiminle konuşmak istiyorsanız onunla konuşun,istediğiniz takımı tutun,istediğiniz kitabı okuyun,kimi sevmek istiyorsanız çekinmeden sevin,sevilin,sevdiğinizi söyleyin,hayat bizim hayatımız.Mutlu olmak senin dilinde;mutluluklar konuşmanı bekliyor...
O zaman her şey güzel olacak...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder