22 Ocak 2014 Çarşamba

Aile Biyografisi Ve Fotoğraf Riyakarlığı...

Hayır,bir insan fotoğraf çektirmek istemiyorsa,istemiyordur.Bu kadar basit!Neden illaki ısrar edilir?Anı ölümsüzleştirmek için karede yer almak istemeyen,daha doğrusu kendisini ölümsüzleştirmek istemeyen birine neden telefon kameralarıyla ve profesyonel fotoğraf makineleriyle ''Kaçma çekeceğim!Kaçma lan.. Yakalayın!'' diyerek hem fiziksel hem psikolojik tacizde bulunulur?Hasta insanlar sizi.Pazar günü ağabeyim askerden gelince bütün soy,sop,cet bizim eve toplanıp hasret giderdiler.Hiçbir zaman düzenli olarak görüşmediğimiz ve görüşmek istemediğimiz (Bu benim fikrim) akrabalar.Sanki çok umurlarındaymış gibi ağabeyim.Onların tek merak ettikleri şey,yemeklere şap atılıp atılmaması ve atılıyorsa da etkisi.. .Herkes ama herkes ilk bunu sordu.Kalkıp kalkmamasına bu kadar önem verdiklerini bilmezdim.Bu konu üzerinde en çok teyzemin durması da manidar.Altıncıyı doğurdu.Şapın etkili olup olmadığını sorması gayet normal.Enişteme önlem alacak anlaşılan.Siz kadınlar...! 
Ne diyordum,ha fotoğraf konusu.Birbirini çok sık görmeyen insanlarla ortak bir yerde buluşulduğu zaman fotoğraf çekilinmemesi kaçınılmazdır.Böyle durumlarda genellikle makinen deklanşör tuşuna basan ben olurum. ''Çekiyorummm.Hadi gösterin bozuk ve pis sarı dişlerinizi!'' diyen de ben.Fotoğraf çekerken hep bu cümleyi kullanırım.İnsanlar gerçekten güler ve az önceki yalancı gülme silinir yüzlerden.Bu da fotoğrafa olumlu yansır tabii.Onları sahtelikten kurtarırım bir bakıma.Zaten bu sahteliği sevmediğim için fotoğraf çektirmem.Ben diğer insanlar gibi yalandan gülemem. Gülmek için uğraşınca çok berbat bir ifade çıkar ortaya.Hem neden illaki gülmek zorundayız ki fotoğraf çekinirken?Gelecekte fotoğrafa bakıp ''O gün çok eğlendik'' demek için mi?Hiç kimse ağlarken ya da birisi tarafından pataklanırken anı ölümsüzleştirmek istemez.Çünkü bu kötüdür.O fotoğrafı her gördüğünde o anı hatırlar ve olumsuz elektrik alırsın.Ama asıl mizah bu fotoğraflarda yatar.Düşünsene,geç kalktığın için Ygs'yi kaçırıyorsun.Onca emek,çaba,test,zaman her şey boşa gidiyor.Ölmüş gibi bir şey oluyorsun.O an zamanı geri almak istersin ama nafile.Hatırlamak istemeyeceğin yegane gündür hayatında.İşte bu anda fotoğraf çekineceksin.Olay bu!İleride bakıp haline aptallığına gülersin.Fotoğrafı bile yorumlarsın. ''Şuradaki yatakta yatıyordum.Uyanıp duvar saatine baktım.Geç kaldığımı fark edince şuradaki duvara vurdum kafamı.Bakın,biraz saç kalmış orada hatta'' gibi... Ya da sevdiğin kızın ağabeyinden dayak yedikten sonra hastanede serumla yatarken.Göz mosmor,iki diş kırık,kaş açılmış.... Bu tür şeyler gelecekte beni çok eğlendirir.Bakıp bakıp gülerim.Bu doğallıktır.Herkesin bütün fotoğraflarda gülmesi kadar riyakarlık yoktur.13 yaşında ailesiyle piknik yaparken çok mutlu;25 yaşında kız arkadaşı yanında,fonda deniz,birbirlerine pamuk helva yedirirken çok eğleniyorlar,36 yaşında baba olmuş;ağzı kulaklarında,75 yaşında torunlarıyla oyun oynarken,çok ama çok sevinçli.... Hadi ama!Bütün hayatın bu kadar eğlenceli olamaz.Madem ''Resimler,geçmişimizin somut belgeleridir.'' diyorsunuz nerede gerçeklik? Bu kadar mutlu olabilmek için yaşam boyu ya deli olmak gerek ya da bebek.Saçmalıyorsunuz.Bana bulaşmayın da ne yaparsanız yapın! 

Haberim yokken fotoğrafımı çekmiş kuzenler,lafı bu kadar uzatmamın sebebi bu.Bu beni deli ediyor.Neymiş ''Annem bizde fotoğrafın olsun istiyor.'' muş-muş.Akıllılar birde benim telefonumla çekiyorlar.Kilitten dolayı gönderememişler de fotoğrafı.Kızacak diye söylemediler bana.Bugün telefonu karıştırırken tesadüfen buldum.Uykudan kalktım,elimi yüzümü yıkadım,yanlarına geliyordum,salonun ortasında durdu cimcime.Birisi aynanın oraya doğru çeviriyor beni,diğeri garip garip sorular soruyor,arada bir yaptığı şeyin ayıplığı aklına gelip gülüyor (Bunu şimdi anlıyorum çünkü o zaman bir mana verememiştim) diğeri de gizlice aynadan fotoğrafımı çekiyormuş.Ulan Ceren.Ben ilk bunları alkollü sandım.Üçünün de kafalar iyiymiş gibi görünüyordu.Hayır,evde içki de yok ama kolonya mı içtiler acaba diye düşünüyordum.Neyse,fena çıkmamışım aslında.Sınırlı sayıdaki fotoğraf albümüne bir tane daha eklendi.Madem çok lafı geçti sizinle paylaşayım bari.Biraz kırpayım yanlardan...



Madem ağabeyimin bahsi geçti,dur o yakışıklının da fotoğrafını atayım.Hatta ailemi tanıtayım sizlere.Önce bir bakayım albümü bulabilecek miyim? Ahanda buldum....

Bakın,bu aslan parçası,benimle hiçbir benzerliği olmayan,(ki zaten bu yüzden yakışıklıdır)herkesin sık sık ikimizi tip olarak kıyasladıktan sonra ''Siz nasıl kardeşsiniz?Hiç mi benzerlik olmaz yahu!Onur,bırak ağabeyini sülalede kimseye benzemiyor.Ayşe Abla,Onur'u sen doğurduğundan eminsin değil mi?Ya da Darıcada yeni doğmuş bir maymunla falan mı karıştırdınız?'' gibi tespit ve şakalara neden olur.

Nasıl?Yakışıklı değil mi?

Bu fotoğrafta iş yerine baskın yaptım.
Bilgisayarda erotik video izlerken yakaladım..:)
Nasıl mutlu ama... :)




Burada da açık sekmeyi hemen kapattı.
Hiçbir şey yokmuş gibi poz veriyor.. :)




Sıra geldi pedere.İşte bizi imal eden adam!
Yazın Marmara adasındayken sahilde çektiğim fotoğraf.
Asıl karizma bu!
George Clooney ve Tom Cruise karışımı yakışıklılık.
Gözümü kırpmadan canımı verebileceğim dünya üzerindeki belkide tek insan.
En yakın arkadaşım.
Sen hep var ol adamım!




Ve domates güzeli karşınızda!
Bu endam,bu bakış,o bel; ''Hepsi senin mi yavrum!'' diyesim geldi.
Analar neler doğuruyor be!
İşte bu anada beni doğurdu.
O ufacık elleriyle büyüttü.
Aynı şekilde o ufacık elleriyle de terlik fırlattı.Hepsi de tam isabet.
Olimpiyatlar da Anneler Arası Terlik Atma yarışması olsa,şüphesiz dünya rekoru onundur.
Podyumda en üstte sırada görebiliriz kendisini.
Gururla temsil eder ülkemizi Olimpiyatlarda.
''Analardır adam eden adamı'' demiş Ümit Yaşar Oğuzcan.
Ben daha adam olamadım.
Ama bunda anneciğim bir suçu yok.
Kendi beceriksizliğim tamamen.
Sende hep var ol güzellik!



İşte benim çekirdek ailem.
Dünya üzerindeki hiçbir şey onların yerini dolduramaz,
değiştiremez,kıyaslanamaz,kıyaslanması teklif bile edilemez.
Benden bu kadar!
Mutlu günler efenim!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder