Saat dokuz.Yani her zamanki uyanış saatim.Bugün diğer günlerden daha farklı hissediyordum kendimi.Birkaç haftadır eğlence mekanlarında doyumsuz dans,kızlar,kanka yardımlaşması gibi şeyler ile çılgınlar gibi eğleniyorduk.Değiştiğimin farkındayım;hemde çok.Ne değişti diye soracak olursanız,aşka inancım değişti.Aptal bir yaşam tarzından ibaret olduğunu anladım sevmenin.Halbuki önceki Onur,yani iki hafta önce ki ben,''aşksız geçen gün boş gündür'' diye düşünürdüm.Sonra birisi çıktı bütün inancımı aldı benden.Sevindim.Böyle daha iyi olduğumu hissettim.Kimseye bağlanmadan herkesi kendine bağlamak.Emin olun bu daha eğlenceli.Sonra kadınlara bakış açım değişti.Özel varlıklar olarak görürdüm hep onları.Değillermiş.Geçici zevkler olarak görüyorum şimdilerde.Bir gün onunla diğer gün başkasıyla.Kankanıza güvenin,bu daha zevkli.Dün sinemaya gittiğim bir kızı öylece bıraktım salonda kaçtım.Sebebi alt yazıda var.Sonra her zaman ki yere gidip arkadaşlarla oturdum ve başka bir kızla tanıştım.Sinemadaki kızın ne durumda olduğu umurumda bile olmadı..Bu hale nasıl geldim,nasıl bu derece öz güvenim arttı bilmiyorum ama ben değiştim ve hala da devam ediyor.Neyse olayın başına dönelim.Sabah kalktım,bizimkileri aradım umutsuz bir şekilde,çünkü hepsi akşama kadar uyurlar;cevap yok hiçbirinden.Hazırlandım çıktım evden.Bu sefer Ortaköy'e gittim;sahile.Oturdum denizi seyrediyorum.Hava kapalı,rüzgar sert,deniz hırçın.Uzun zamandır kafa sesimi dinlememiştim.Bir anda yağmur başladı sonra.Her gece yastığa başımı koyduğumda kendimle yaptığım vicdan muhasebesi,bu sefer sahilde,yağmurun altında oldu.''Niye''dedim kendime.Niye mutluluğu geçici zevklerde arıyorum.Niye insanların duygularıyla oynuyorum?Düşündüm ve buldum cevabı.Ben acı çekiyordum.Zalim bir haldeydim.İçimde birisinin parçaları vardı ve beni yaralıyordu.Bende her acının üzerine başka bedenler basıyordum.Kimdi o peki?Oydu işte.İlk kez ''seni seviyorum'' dediğim kız.Ama ben bir gece balkona çıkıp,gözlerimi kapatıp ''unut gitsin''dediğimde unutmuştum,emindim.O günden sonra hiç düşünmedim,bunu da biliyorum.En büyük özelliğimin kim olursa olsun insanları hemen unutabiliyor olmamdı,bunu da biliyorum.Ee nereden gelmişti bu şimdi aklıma durduk yere.Hayat akıp giderken ben niye onda takılıydım hala.
Çok kızdım kendime.Unutma özelliğim köreldiği içinde üzülmüştüm.Kalktım ayağa.İstediğimi almak için elimden geleni yapmaya karar verdim.Saplantıysa saplantı,bağlanmışlıksa bağlanmışlık,alışkanlıksa alışkanlık.Neyse ne işte,istiyordum onu.Kendime gelip bir plan yapmak için kafeye gidip güzel bir Türk kahvesi içmeye karar verdim.Ve işte orada inanılmaz bir şey oldu...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder