25 Nisan 2014 Cuma

Bir Baba Doğdu Bugün...!


Uysal ailesinde daha önce eşi benzeri görülmemiş olağanüstü bir doğum günü hediyesi bu akşam saat 20.00 sularında evin reisine takdim edilecektir.Ben ve ağabeyim, ''Hayırlı Evlatlar'' kategorisine yıllar sonra girmeye hak kazandığımız için çok müteşekkiriz.Bu gelişmelerin ardından verilen harçlık miktarında da gözle görülür derecede artış olması bendeniz tarafından beklenmektedir.Maddi tarafını bir kenara bırakırsak,manevi anlamda kalplerdeki sevgi patlaması ''Uysal'' ailesi üzerinde yıllar geçse de unutulmayacak bir iz bırakabilir.Bu sevgi patlamasının,2000 yılında galatasaray'ın Uefa Kupasını aldığında antrenör Fatih Terim'in sevinçten Emre Belözoğlu'nu tokat manyağı yapması gibi kutlanılmasından derin endişe duyulmaktadır.Çünkü bilinmektedir ki, Uysal ailesine mensup bireylerin sevinirken mübalağa kaçıp insan yaraladığı kayıtlarda mevcuttur.(Bakınız: Kadıköy'de şampiyon olduğumuz gece,Erol için mutlu bitmemişti:Burnu kırıldı... ) Nereden,nasıl,hangi açıdan bakılırsa bakılsın tek bir şey ön plana çıkacak bu gece: Önemli olanın her zaman mutlu,sağlık,hayırlı birlikteliğin olması ve bunun daim olması...

Neyden mi söz ediyorum? 
Bugün, ben ve ağabeyimi imal eden kutsal insanın doğum günü:Babamın...
Allah'ın izniyle 54 yaşına basacak.Her zaman söylerim; babam Allah'ın bana sunduğu en büyük mükafattır.Keza annem ve ağabeyimde öyle ama bugün koca oğlanın günü olduğu için daha çok onu anlatmak gerek.Övgüler,iltifatlar,şükranlar aynı adrese gönderilecek bugün.Uzun uzadıya anlatsam azdır babamı.Her şeyden önce onun bize bıraktığı en büyük miras; terbiyedir.Paha biçilmez bir hediye.Ne olursa olsun kimseye muhtaç olmadan başı dik bir şekilde yaşamanın her şeyden daha mühim olduğunu,bunu yapabilmek için de yorulmadan,bıkmadan,isyan etmeden,harama bulaşmadan azimle çalışmak olduğunu ve vicdanının seni azarlamasına yol açacak davranışlarda bulunmamak gerektiğini hayatında yaşadığı ya da yaşadığımız dönüm noktalarında kendim bizzat şahit oldum.Babamda bir sürü güzel şeye şahit oldum.Sürüdeki dişisine ve yavrularına bir zarar gelmesin diye bütün gücüyle sürüyü koruyan alfa aslan da oldu,çocuklarını eğlendirmek için yaşına,gururuna,aslanlığına bakmadan,çocuklarını sırtına alarak kendini eşek yerine de koydu.Bembeyaz,saf,tertemiz bir kalbi var.Mübalağa etmiyorum;tanıdığım en iyi niyetli insan.Kendisi 54 yaşında ama yeni doğmuş bir bebeğin ki gibi pırıl pırıl bir yüreği var.Allah bozmasın ve başımızdan eksik etmesin onu...

Yazmakla bitmez baba sevgisi;zaten de bitmemeli.Çok şey anlatmak istiyordum ama babam için yüzyılın sürprizi olacak hediyeyi hazır etmek gerektiği için ağabeyimle buluşmam gerek.Açıklıyorum o zaman!Yazımın başında anlata anlata bitiremediğim o muamma ama müthiş olduğunu her cümlede altını çize çize belirttiğim hediye:Arabadır efenim.Evet,doğum günü hediyesi bir araba olacak.Önceki arabayı sattığından beri özlemini duyduğu ama bir türlü almaya fırsat bulamadığı arabayı ağabeyimle gizlice aldık.Aldık dediğime bakmayın,benden sadece 4.500 TL çıktı.Geri kalan 30.000 lira ise ağabeyimin cebimden uçtu.Kendi ihtiyaçlarım için biriktirdiğim hasılatı(kendi ihtiyaçlarımdan kastım tabii ki kitaplar!Benim her zaman ihtiyaç duyduğum ve duyacağım tek şey:Kitaplardır.Bir de gitar.Yenisini almayı düşünüyordum ama sonraya kaldı bu.Pedere can feda lan!;) koşa koşa verdim araba bayisine.Ağabeyim de ben de hiç bu kadar mutlu olmamıştık para harcarken.Normalde Uysal ailesi olarak maddi olan hediyeleri almayı hiç sevmeyiz.Parayla gösteriş yapmaktan başka bir şey değildir bu.Klişe gibi gelecek ama manevi yönü ağır basan armağanlar bizim gönlümü hemencecik fethedebilir.Yalnız bizde şöyle bir aptallık var:İnsanlardan,manevi anlamı daha fazla olan armağanları almaya bayılsak da,bir başkasına hediye almak cereyan ettiğinde,nerede etiketinde bol sıfırı olan,göz kamaştırıcı, ''Ben pahalıyım.'' diye bağıran hediye varsa onu alıp hediye ederiz.Bakınız:Ağabeyimin kız arkadaşına aldığı 450 liralık saat gibi.Herkesin kendimiz gibi küçük şeylerden mutlu olduğuna inanmadığımız için paralar dökeriz anlık mutluluklara.Yani bir bakıma mutlulukları satın alırız;ya da öyle olduğunu sanırız.Uysal ailesinin garip bir yapısı var.Garip,çünkü biz doğum günlerimizde birbirimize emek harcanarak sevgiyle yapan şeyler hediye etmesini severiz.Anneme birçok defa şiir yazdığımı bilirim.Ya da pasta yapmaktan anlasak da anlamasak da birleşip beraber pasta yapmak.Kitapta önemli bir yer tutar.Veya güzel bir oyuna alınan tiyatro bileti.Bizim kendimize göre koskoca bir dünyamız var;365 gün sevginin,mutluluğun etrafında dönen.Sevginin ışığı altında pekişen bir aile yapısı.Çünkü mutlu olmak için büyük şeyler aramayız.Küçük şeylerden mutlu olmasını bilmeyenler,mutlu olmak için büyük şeyler beklerken hayatın güzelliğinden mahrum kalırlar.Çok şükür öyle değiliz!
Hülasa,arabayı görünce babamın gözlerindeki mutluluğu görmek için akşamı iple çekiyorum.
Nice nice sağlıklı,mutlu senelere babacık.
İyi ki varsın....









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder