30 Nisan 2014 Çarşamba

Hayatımdan Bir Piyes...




Her boşluğa düştüğümde ''Her şey güzel olacak'' ümidiyle ayraç koyup hayatıma,bilincimi bir süre kapatır,her şeyin güzel olduğu bir ütopya kurgularım kafamda istemsiz.Sahnenin tam ortasındayım.Yukarıdaki beyaz spot ışıkları benim üzerimde.Kocaman karanlık,gözlerimin önünde.Kimin izlemeye geldiği meçhul.Kafamın içinden bir ses ''Başla'' der.Başlarım ağzımı açmaya.Sanki hiç kelimeler çıkmayacak gibi tedirginlik hakim.Esas korkutan beni,anlatıp da anlaşılamamak.Ama burası benim ütopyam.Burada da anlamazlarsa beni gerçek dünyadaki insanları nasıl suçlayacağım?Olmaz!Herkes beni anlamak için buradalar.Karanlıkta ayak sesleri;uzaklaşıyorlar.Kaçmaya başladılar şimdiden.Henüz anlatmadım bile.Kim olduklarını bir göre bilsem,hayatımın ön sırasından yer vermem bir daha. 'Çekinmeyin,gösterin yüzünüzü!' diye bağırsam, 'Sorun değil.Beni daha kimler anlamadı' desem.Yok,gittiler.Hayatımdan firar eden kaçakların hepsini yakalatmalıyım.Nedensiz gidenlerin hepsini kurşuna dizmeliyim.Hepsi,hepsi yok olmalılar.Tekrar giremezler böylece hayatıma.Özür dilemek geçersiz bu ütopya da.Karanlıktan huzursuz oldukları anlaşılan homurtular geliyor.Başlasam iyi olacak oyunuma!Nasıl bir giriş yapsam? ''Korkmayan var mı aranızda insanlardan?'' Fena bir giriş olmadı.Herkes merakta.Güzel!  ''Neden korkalım ki?'' dediğinizi duyar gibiyim.Ben her gün aynı korkuyla uyanıyorum: İnsanlarla karşılaşmak korkusu.Tanımıyorum,bilmiyorum insanları ve tanımadığım bir şeyle karşılaşmak beni korkutuyor.Var mı içinizde tanıyan insanları?Geçen gün gördüm; bir erkek insan bir dişi insana bağırıyordu.Dişi insan susuyordu. 'Nasıl yaptın?' diyordu erkek insan 'Bunca sevgime karşılık nasıl sevmedin?' İnsanlar sevince karşılık bekliyorlarmış dostlarım.'' 'Reziller,utanmaz insanlar.Haya perdesi yırtık mahluklar!' sesleri geliyor karanlıktan. Devam etmeliyim.Kendimizi tanımak bizi delirtiyor. ''Evet,her şey karşılıklıymış bu insanlarda.En kötüsü de sevgilere de bulaşmış bu illet. 'Seviyorsam,sevecek! ' olmuş.Sevmese de severim'e ne olmuş? Ben,senin bir gün beni seveceğin umuduyla hep bekleyeceğim hayatın kıyında'cılara ne olmuş?
Bencil bu insanlar dostlarım.Onlara benzeyeceğim diye ödüm kopuyor. Kim o? Kim dedi onu?
Sahnenin sol bölümü aydınlanır.Burası gerçekçilerin yeri. 'Sende o bencil insanlardansın.Saklama kendini,anlat.' 'Bana mı dediniz?Yo,hayır!Ne bencilliğimi gördünüz gerçekçiler?'' Herkes şokta.Tenis maçı seyreder gibi kafalar bir sola bir sağa dönüyor.Bir bana bakıyorlar bir gerçekçilere.Susturmaya korkuyorum gerçekçileri.Herkesin gözünden düşebilirim.Kahretsin!Biliyordum beni köşeye sıkıştıracaklarını! ''Hatırla,sevgileri yarıştırmaktan sevgiyi yaşayamadığını.Bencilsin çünkü,kendini bırakmaktan korkuyorsun,sevmekten,sevene muhtaç olmaktan;yani bağlanmaktan.Hayatı,ördüğün duvarların arasındaki deliklerden izliyorsun.Aşmak senin elinde duvarları;korkmadan karşılıksız bağlanmakta.Bencilsin çünkü,kendini sevene feda edemiyorsun.Aman canım acımasın,aman yüreğim sızlamasın,aman rahatım bozulmasın... Bencil herifin tekisin sen! Ahkam kesmeyi bırak bize..''  Gerçekçileri kim aldı içeri.! Gerçekleri duymak canımı sıkıyor.Karartın sol bölümün gerçeklerini.Karanlıktan şimdi de bana küfürler geliyor.Peşin hüküm vermeyin diye bağırmalıyım.O zaman dinlerler beni.  ''Dostlarım,peşim hüküm vermeyin.Dinleyin önce,sonra isterseniz sahneden inerim.Ben gerçekçilerin söylediği gibi hodbin birisi değilim!Ben sadece,birisini kendimden bile  fazla düşünmeyi hazmedemiyorum.Canımın acımasından korkmuyorum; sadece canımı acıtanın beni üzecek kadar değerli olmadığını sonradan anlamak endişesi çıldırtıyor beni.Durmadan beni kendisine çeken o manyetik gücün esiri olmak,bir gün çekip gittiğinde bağımlı hastalar gibi nöbetler geçirmek,deli gibi her yerde onu sayıklamak,bu denli bağlanmaya karşılık bir yığın hüsranla baş başa kalmak,korkutuyor beni.Ben sevince abartıyorum dostlarım.Bir eli tutunca bırakmak zor geliyor.Bırakınca da bir daha tutmak...
.Beni anlamayacağınızı biliyorum.'Sevmek, risk almaktır.' diye bağırmak istiyorsunuz,biliyorum.Bilmiyorsunuz dostlarım,risk almayı sevmeyen birisininde risklerini aldım ben.Uçurumun kıyısındayım.Bırakırsam ölecek,bırakırsam öleceğim.Sımsıkı tutuyorum iki kişilik sevgimizi.Birisini bekliyorum,sevgimizi kurtaracak o birisini.Bir tek onu bekliyorum.Zamanında gelmeli.Zamanı şimdi,şimdi gelmeli.Ellerim,ellerim yoruldu dostlarım bu yükü tek başına kucaklamaktan....   

Işık söner.Perde iner...

Bu nasıl hayali yer?Niye hiç rahat bırakmıyorlar beni?Niye her zaman birileri beni korkaklıkla suçluyorlar?Kim bunlar?Hatırladım.Beni sürekli sorgulayan ben'ler.
Vicdanlarım,yüreklerim,sevgilerim,gerçekçi taraflarım,saçmalamacılarım,biz senin iyiliğini istiyoruz'cularım,yüzleşmelerim,bunların hepsi benim.Sağ olsun,hiç yalnız bırakmazlar beni.
Peki,neden sahneye çıktım ben?Kime kendimi göstermeye çalıştım?Seyircilerin hepsi ben'im parçalarım.Beni deniyorlardı o zaman.Kendime karşı ne derece dürüst olduğumu sorguluyorlardı.Maskemin altındaki ben'i istiyorlardı.Beni en zayıf halimle görmek istiyorlardı.Zaaflarımı yüzüme vurmaktan çekinmiyorlardı.Amaçları,kabul etmediğim korkularımı kabul ettirip,onların üzerine bir cesaret gidip saf dışı bıraktırmaktı.Eksik olmayın.
Bu oyuna bir final şart oldu.

Işık,bu sefer sadece sahnenin ortasını aydınlatmaz.Bütün benlerimi,bütün korkularımı,heveslerimi,endişelerimi,bütün hissi duygularımı aydınlatır,gün yüzüne çıkarır.
Ama istediğinizi vermeyeceğim size.

Final.

''İkimizde bu dünyanın insanı değildik.İyi kötü bir şeyler yapmaya çalıştık.Ben suçluyum:Ondan farklı olduğumu gizledim.Gene de bizi yargılayanlara karşıyım.Ne yazık,sonunda haklı çıktılar.Onlara göstermeliydim.Fakat anlatması çok zor:Benim becerebileceğim bir iş değil.Neler söyleyeceklerini duyar gibi oluyorum;duymak istemiyorum.Bir fırsatı daha kaçırdık.O,kendisine karşı hissiyatımı hiç anlamayacak.Ben bir şey yapabilseydim.Başım ağrıyor,yorgunum.
Boşu boşuna denecek,boşu boşuna.
İşte buna dayanamıyorum....''

Oyun sonu...

















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder