16 Temmuz 2014 Çarşamba

Aksi-Yon...





Görüldüğü üzere,bu şahıs özel ya da güzel bir yere gitmek için bir hazırlık yapmış.Belki de kendini o beyaz gömleğin ve gömleğin boynundaki  yılan derisi hassasiyetindeki siyah kravatla kendini çok ama çok çekici bulduğu için -ki bu çok az olur- hemen telefonuna sarılıp öz çekim yapayım demiştir.Gece saat bir olduğunu tahmin ediyoruz.Nasıl mı?Yazıyı yazan fotoğraftaki zaten,nasıl tahmin etmesin.Aslında fotoğrafta göründüğü kadar rahat değil.Çünkü bundan yaklaşık 4 saat önce babası tarafından, 'Bundan sonra ne eve geç geleceksin ne de evden geç gideceksin.Bu nasıl düzensizlik evlat!Ne iftarda yüzünü gördüğümüz var ne de sahurda!Bari ramazanda bir durul!' ayarını aldı.Babamın kızgınlığı saman alevi gibidir;parlamasıyla sönmesi bir olur.Tabi çok cazip bir teklifle gelirseniz.Şu aralar,küçükken bize bile göstermediği ilgiyi arabasına gösteriyor.İşte,can evi burası! Hemen 'Baba onu bırak da,arabanın hali ne öyle enkaz altından çıkmış gibi.Kirli,pis,çamur...Unutma ki,bir araba erkeğin namusudur;üstelik adı Angelina ise o arabanın.' Arabaya takma ad olarak, Angelina Jolie'nin çekiciliğinden etkilenerek 'Angelina' ismini koydu.Millete 'Anegelina'ya biniyorum.' diye hava atıyor .Ne adam ya.! Neyse,ben öyle deyince,bam teline dokunmuş oldum.Hemen açtı pencereyi,göz ucuyla süzdü arabayı 'Doğru diyorsun,ben hemen bir yıkaaa..' demesini izin vermeden,işaret parmağımla orta parmağımı birleştirip dudaklarına dokundurdum.. :) Şaka lan,öyle şey olur mu?Tamam,babamla çok samimiyiz ama baba-oğul ilişkisi çok şükür bu boyutta değil.. Arabayı yıkamayı ben teklif ettim.Önceki kızgınlığı,stresi,ayarı hepsi gitti.Gittim,güzelce yıkadım.Bu yaptığım hareket,bana yine gecelerin kapısını açmıştı.Şansa bak ki,o gece Hayal Kahvesine gidecektik.Neyse,bizimkiler iftardan sonra bir bir dökülmeye başlayınca,geceler bana kaldı.Hemen giyindim,öz çekimimi yaptım,gizlice arabanın anahtarını yatak odasından usta bir hırsız profesyonelliğiyle aldım,usulca kapıdan sızıp,attım kendimi dışarı.İlk defa arabayı kaçırmanın heyecanı var tabi.Tam çalıştıracağım arabayı,telefonuma çok şaşırtıcı bir mesaj geldi.Mesajın sahibi Berrin'idi ve şu yazıyordu: 'Nereye gittiğini sanıyorsun bu saatte sen.!'  Ulan,elim ayağım boşaldı bir an.Kendimi,zamparalık yaparken,yatakta başka bir kadınla karısı tarafından yakalanmış adam gibi hissettim.Ciddi manada transa girdim.Çünkü,Berrin Kartaltepe'de oturuyordu ve bu saatlerde her zaman uyurdu.Kısa süreli şoktan sonra hemen kulak arkamı,saçımın içini,göbek deliğimi,son olarak da  arabanın torpido güzünü aradım;ama hiçbir yerde bulamadım akıllı çipleri.O zaman nasıl oluyordu da benim gittiğimi görüyordu derken,bir mesaj daha geldi Berrin'den:Canım kusura bakma,yanlışlıkla gönderdim.Uyandırmadım inşallah... '  Yarım dakika sıçtım altıma,daha ne olsun!Hafız,onu bunu bilmem!Kadınların hepsinde pisişik güçler var.Hele ki,erkeğin kaçamak yapma düşüncesi aklından geçerse;hemen devrede onlar.Zihin okuyucular!
Güzelce ter attıktan sonra arabayı çalıştırdım.Gitmek üzereyken,benim oturduğum taraftaki cama güçlü bir el darbesi geldi.Beş karış açık el,cama yapışmış.Baktım ki,Kazım.En büyük nefretim,gıcıklığın tarifi insan.Piç kurusu bağıra bağıra 'Nereyeee gidiyon la Onur!Sende ehliyette yok,arabayı sana nasıl verdi Uğur abiii,ha?Yavşak,kaçırıyon mu yoksa?Çakal..' Samimi söylüyorum,adamın sesi ramazan davulcusunun davulundan çıkan sesi bastırıyordu. 'Kazım,siii git başımdan.İzin aldım pederden.Akşam akşam kırmayım kafanı,yürü git' deyince 'Yaaa öyle mi?Uğur abiye bir soram bakem,senden haberi var mı? dedi.Ulan,zaten adrenalin had safhada,zaten bu gücü boşaltacak bir şey arıyorum,zaten sana uyuzum,zaten dövmeye sebep arıyorum.... kaptım 70'lik meşe ağacından yapılma odunu,gecenin bir buçuğunda  Kazım'ı kovalıyorum sokak sokak.Hiçbir zaman kavga yanlısı olmadım ama bu adamı dövmek sevap hafız!Yakalasam ciddi ciddi odunu kıracaktım kafasında.Küçüklükten beri böyle bu.Milletin açığını yakalar,yakalayınca da canından bezdirir adamı.Piç kurusu seni.... 
Neyse,Kazım kaçınca,kovalama bitince,oturdum arabanın içine,bildiğim tüm duaları okudum.Etrafta kum olsa,teyemmümle boy abdesti bile alabilirdim.Nedir bu gecenin uğursuzluğu,anlamadım gitti.Hayır,süremde kısıtlı.Sabah altıda evde olmam gerek.Çünkü ağabeyimin çıkış saati evden.Sahur ne oldu derseniz,o gün iftardan bir saat sonra misafir geldi.Onlar içinde bir  daha sofra kuruldu,yine yenildi.Bizde öyledir!Eve kim gelirse gelsin,aç olsun olmasın sofra kurulur.O kadar sık yedik ki,sahura kalkmayalım bugün kararını aldık.Suları bol bol depoladık ve onlar yattı sonra.Bende sonunda yola çıkabilmiştim.Hayal kahvesine gelince kocaman bir oh çektim.Çok şükür başka bir şey olmadı.Sağ salimde eve geldim.
Şimdi de bunu yazıyorum işte....

Geriye de on dakika sonra olacaklardan habersiz bu fotoğraf kalıyor.

Görüşmek üzere...













Hiç yorum yok:

Yorum Gönder