12 Temmuz 2014 Cumartesi

Bir Parça Kendim...


Benim yaptığım en iyi iş kendimi incelemem,yaptıklarımı en iyi şekilde değerlendirip yazmamdır;yapacağım başka bir işim yoktur.Kendimi incelediğim de bazen öyle kötü özellikler bulurum ki,bunları yazmaya elim varmıyor.Sağlam,oturaklı neyim var?Her an sendelenip düşebilirim.Gözlemlerim,duygularım,hal ve tavırlarım her an değişebiliyor.Açken başka bir adamım sanki,yemek yedikten sonra başka.Keyfim yerindeyse ve hava da güzelse,mümkün değil kötü olamam;ama bir ufak bir şeyden nem kapmaya göreyim,asık suratlı,aksi,yanına yaklaşılmaz bir adam olurum.Aynı yolu bir uzun bulurum,bir kısa,;aynı biçim bir hoşuma gider,bir zıddıma.Bir gün her işe yatkınım,bir başka gün hiçbir iş gelmez elimden.Bir günümün bir başka günümü tutmadığı gibi,her an farklı duyguların seline kapılabiliyorum.Bugün sevindiğim şeye yarın üzülebilirim.İçimde durmadan değişen,ele avuca sığmayan bir sürü duygu var.Kara kara düşüncelere dalmışken birden öfkelenebilirim;ağlamaklı bir haldeyken,birdenbire taşkın bir sevinç içinde olabilir.Kitapları karıştırırken bakarım,dün içinde türlü güzellikler bulduğum,okudukça coştuğum bir yer bugün dikkatimi çekmez olur;eviririm,çeviririm,orasını burasını okurum,nafile!O sayfalar boşalmış,yabancılaşmıştır artık benim için.Önceden okuyup da önemli diye işaret koymuş olduğum yerleri daha sonra niye işaretlediğimi bazen bir türlü hatırlayamam ve kendime kızarım.yazdığım şeyleri tekrar gözden geçirdiğimde o ilk andaki manayı,güzelliği bulmam mümkün olmuyor.Aynı yolda bir gider bir gelirim;düşüncem her zaman ileri götürüyor beni;bir o yana,bir bu yana yalpalıyor gelişi güzel. 'İnsan kendini saran çemberin içinde döner durur.'' der Lucretius. Katılıyorum.İnsanın düşüncelerinin bu kadar değişken olması onun o an içinde bulunduğu psikoloji ile de alakalıdır.Çok defa başıma gelmiştir: Oyun olsun diye kendi düşüncemin tam tersini savunayım derken,kafam o tarafa öylesine kendini vermiş,bağlanmıştır ki,kendi düşüncemi yersiz bulmaya başlayıp,bırakmışımdır.Eğildiğim yere sürükleniveriyorum;ağırlığım beni ondan yana düşürüyormuş gibi.Yaşadıklarını ve yaptıklarını kendi kendine muhasebe eden kişi benim söylediklerimi anlayacaktır...


Niye böyle bir tanım yazısı yazdığıma gelince...
Berrin,beni tanıman zor olduğunu,yanımda nasıl davranacağını bilmediğini,ayak uydurmak şurada dursun,bir an olsun benimle ortak bir noktada buluşmanın güç olduğunu ve buluştuğunda ise kısa sürdüğünü söyledi.
Sonra 
'Bu durumdan rahatsız değilim ama merak ediyorum sadece;Bunu nasıl yapabiliyorsun?'   dedi.
'Dengesizsin' de ve kurtul.Lafı bu kadar uzatma yahu! deyince 'Yoo' dedi.'Dengesizlik başka bir şey.Seninle vakit geçirmek,kitap okumaya benziyor.Bir sonraki paragrafın ne olacağını ve sana ne yaşatacağını kestiremiyorsun ya hani kitaplarda,sende öylesin... şaşırtıcı'

Daha önce kendim hakkında hiç böyle bir tanımlama duymamıştım.Söylediklerini düşündüm bir süre.Sonra kendimi anlatayım dedim.Anlattım ve söylediklerinde haklı olduğunu kesinleşti.
Bravo!Kendimin bile çok farkında olmadığım yanlarımı benden önce keşfetmiş.
İşte buna kadeh kaldırılır!
Bravo...


Bu video ise biricik anneannemin uyku ile imtihanı... :)
Onu afişe ettiğimi bir bilse,çok fena bozulur...
 Şşşt,aman görmesin :))






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder