Dün,bunaltıcı sıcakların olduğu saatlerde yeni aldığım 'Öteki Ben' kitabını usulca okuyayım dedim.Oruçlu iken öyle oyalayıcı şeyler yapmalısınız ki,hem susuz ve aç bedeniniz yorulmamalı hem de keyifli saatler geçirip tam iftar saatinde yaptığınız işi noktolayıp,tatlılara dalabileseniz.Elimde görmüş olduğunuz bu kitap,bana tabiri caize manyakça duygular yaşattı.
Devlet memuru olan Golyadkin,bir sabah işyerindeki masasının karşısında,kendisiyle aynı adı taşıyan,kendisine tıpatıp benzeyen bir memurun olduğunu görüyor.Bu çelişki,hikayenin sonuna kadar akıcı bir şekilde ilerliyor.Bu kitabı okuduktan sonra,'Yahu bu kitap bana bir şeyi çağrıştırıyor ama ne?..' diyebilirsiniz.İçinden çıkamayabilir,kurdeşen dökebilirsiniz.Söyleyeyim neyi çağrıştırdığını: Efsane film Fight Club'ı.Film tadında bir yapıt olduğundan ve dövüş kulübü yazarlarının bu kitaptan etkilendiğini söylemek herhalde yalan olmaz.Birçok okuyucunun beğenisini kazanmasına rağmen Dostoyevki,bu eserini beğenmez ve ,'Değiştirme fırsatım olsaydı,farklı bir şekilde ve daha kapsamlı anlatırdım.Beğenisi az bir roman..' der kendileri.Mütevaziliktenden bence efenim,adam kendini övemiyor.Bende size övmüyor,sadece yapacak işiniz yoksa,hava sıcaksa ve oruçluysanız alıp okuyabilirsiniz diyorum..Ama evde sizi rahatsız edecek insanların olmamasına dikkat edin lütfen.Şansıma ağabeyimin izinli gününe denk geldi bu kitapla tanışmam.
Bu fotoğrafta onun eseri.
Aslında fena olmamış be!ha!
Kitap okumaya yönelik teşvik edici bir kamu spotu reklamı gibi durmuyor mu sizce de :)?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder