Çanakkale dirilişi esnasında bizim cephemizde en değerli olan şey,cephane değildi;morfindi.Yani ağrı kesici.Savaş başladıktan kısa bir süre sonra cephaneye yakın bir bölgede sıhhiye çadırı kuruluyor.Ölüm yağmaya başlıyor siperlerimize.Sıhhiye erleri,yaralıları ivedi şekilde sıhhiye çadırına taşıyorlar.Çadırın içinde bir ameliyathane yer alıyor.Ama ameliyathaneye gitmeden önce ameliyathanenin kapısının önünde öğretmen masasına benzer bir masa ve masanın başında bir doktor var.Her yaralı asker o masa yatırılıyor.Doktorun görevi ise masadaki yaralı hakkında karar vermek; ''Bu yaralı ameliyat edilirse yaşar mı?'' Eğer askerin ameliyat edilip kurtulma olasılığı varsa, doktor elindeki enjektörle morfini yaralıya yapıyor.Lakin herkesin ağrı keseciye ihtiyacı var,hatta ölecek olanların bile.Ama yapamaz herkese.Yapamaz çünkü morfin çok az.Sedyede bağırsakları çıkmış ağır bir yaralı getiriliyor,doktor ''Bunu kaldırın'' emrini veriyor.Acı çığlıkları içinde yaralı kaldırılıyor.Dediğim gibi ağrı kesesi yapamaz çünkü çok az var.Kurtulma olasılığı olana yapabilir ancak.Bir başka yaralı getiriliyor,bakıyor doktor: ''Hah!Bu ameliyat olursa kurtulur.'' kararını veriyor ve morfini enjekte ediyor.Hemen ameliyata alınıyor yaralı. Bir başka yaralı getiriliyor acılar içinde,'' Ne olur beni kurtarın!Yardım edin,canım yanıyor..'' doktor ise ''Bunu da kaldırın'' talimatını veriyor.
Sıhhiye erleri yaralıyı kaldırmaya yeltenirken,yaralı askerden bir ses:
BABA!
Acıma duygusu görevinin önüne geçmesin diye gelen yaralıların yüzüne bakamıyordu doktor. ''BABA'' sesini duyunca yüzünü yaralıya çeviriyor ve bakıyor ki,öz ve öz evladı!
'Baba beni tanımadın mı?Babaaa!Baba yardım et!!'
Herkes öylece doktora bakakalıyor.Elinde ağrı kesici,oğlu acılar içinde... Doktor sıhhiye erlerine dönerek onlara şunu söylüyor :
'Bunu,gölge bir yere kaldırın...'
Ve o doktor görevini başka bir hekime devrettiğinde,ölüme terk edilen yaralıların bölümüne gidiyor ve oğlunun ölmüş olduğunu öğreniyor.Biliyor ki ameliyat bile edilse oğlu yaşayamazdı.Bu yüzden elindeki morfini oğlundan sakınıyor.Onun görevi,morfini hayatta kalabilecek olanlara kullanmaktı.
İşte Çanakkale Savaşı'nın hiç bilinmeyen bir baba-oğul hikayesi...
Bizim savaşı kazanacağımız o kadar belliydi ki; ''Bunu,gölge bir yere kaldırın.'' sözü ispatlar gibi.
Bugün 18 Mart.
Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma günü.
Bütün şehitlerimizin ruhu şad olsun...
Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder