Bir şeylerin eksikliği olur da,sen bunu fark etmezsin ya da görmezden gelirsin ama hep hissedersin ya hani yalnızlığın seni gafil avladı zamanlarda,hani 'Her şeyim tam,mutluyum..' dediğin zamanlarda derinlerdeki tanımlayamadığın bir noksanlık seni zayıf düşürür,galipken mağlubiyet duygusu hissedersin ya... nedir bu işte?Beni tek yakalayınca geceler,üstüme bu tanımsız duygularla hücum ediyorlar.Tadına aşikar,adına yabancı bir his;çözümlersem anlatırım.
Başka bir şeyden bahsedeceğim.Dün,Berrin'le Ortaköy'de bir kafe de vakit geçiriyorduk.Çakır keyiftik ikimizde diyebilirim.Güneşin sıcak ışıkları, gözlerinin maviliğini daha çok ortaya çıkarıyordu Berrin'in.O mavilikte kaybolduğumu hissediyorum zaman zaman.Yine o anlardan biriydi.Yüreğimin derinliklerinden gelen bir coşkuyla dedim ki: ''Denizin mavi tonu daha güzel olabilirdi eğer rengini gözlerinden alıyor olsa idi.'' Gözleri daha bir mavi,yanakları daha bir kızıl oldu o vakit.Kahvesinden ufak ağzıyla bir yudum aldı,fincandaki dudak izini parmağıyla hafifçe sildi,bana bir şey söyleme hazırlığı yaptı ve konuşurken dişlerindeki kahve izlerinin rahatsızlık vermesin diye,su dolu bardağından bir yudum yuvarladı boğazına. ''Muhtemelen,iltifatım üzerine ya teşekkür edecek ya da benim yaptığım gibi bende güzel bulduğu bir yanımı övüp,iltifat borcunu kapatmış olacaktı kendi hesabında.'' diye düşünürken,hiç ummadığın bir şey söyledi. Suratında ince bir gülümsemeyle ''Çok çakalsın Onur'' dedi.Bir de erkeklere öküz dersiniz.Afalladım,içimdeki şaşkınlıktan doğan gülümsememi güçlükle bastırarak sadece 'Nasıl yani?' diye bildim. ''İşini iyi biliyorsun. -Tatlı dil,yılanı deliğinden çıkarır- atasözündeki mecaz senin için geçerli değil,sen gerçek manada bu dille yılanı deliğinden çıkarabilirsin.İtiraf ediyorum,çok etkileyiciydi.Bu zamana kadar bana yapılan en güzel iltifattı... '' dedi ve devamı gelecekti.Şunu belirtmeliyim ki,bir kadın yapılan hiçbir şeyi asla unutmaz;sadece uygun bir zaman bekler hatırlatmak için.Böyle bir zamanda olduğumu bilmiyordum.Şunu da söylemeden edemeyeceğim:Türk kadınları,eski defterleri en az veresiye satan bakkal gibi açmayı çok seviyor.Daha önceki ilişkileri çok merak ediyorlar. İltifat edersin ''Daha önce kaç kadına söylemişsindir bunu kim bilir.. '' derler. Lüks bir yere yemeğe götürürsün ''Daha öncekileri de mi buraya getirirdin?'' derler.Hep öncekilerle bir kıyaslanma,bir rekabet ve sebepsiz bir kıskançlık var.Olmayan birisiyle yarışmak,şizofreniden başka bir şey değildir.İlişkinin başında yüzeysel sorularla yetinen Berrin,şimdi içsel sorgulama modundaydı.Sözünü o klişe soruyla bitirdi.
''Daha öncekine de böyle şeyler söyler miydin?'' dedi.Daha önceki ha.. Açık yüreklilikle söyledim. ''Daha önceki hiç olmadı ki benim.Onunla karşılıklı oturup bir kahve bile içmedik.Seninle yaptığımın birkaçını onunla yapabilseydim,itiraf ediyorum çok afilli şeyler söyleyebilirdim.Ama ''Merhaba'' bile demişliğim yoktur.İçin rahat olsun yani...'' deyip,tam sıyrıldığımı düşünürken,şu zamana kadar hiç aklıma gelmeyen ve gelmediği içinde açık açık söylemediğimden mütevellit sıkıntı yaptığı bu durumun sorusu şuydu: '' Ama ona 'sevdiğini' söylemişsindir değil mi? Bana hiç söylemediğin kocaman bir ''Seni Seviyorum'' demişsindir,değil mi?'' Bunu sıvamak çok zor olacaktı.Hiçbir kaçış yolu yoktu.Aklıma sadece ''Ayy,ben lavaboya gidip bir makyaj tazeleyeyim..'' demek geldi.O derece çaresizim.Berrin söyleyince fark ettim;ben ona hiç sevdiğimi söylemedim.Her zaman söylerim 'Seni Seviyorum' sadece iki kelime değildir benim için;anlamı sayfalar sürecek duygular silsilesidir.Gerçekten hak edene söylemek gerekir o yüzden.İçini boşaltırsak kelimenin,artık bize heyecan vermez.Hem,ben tam olarak sevdiğimi hissetmedim.Ama yanımda olmasının bana mutluluk verdiğini her hareketimle,sözümle,özümle anlattım.Niye o zaman bu 'Seni Seviyorum' emrivakisi?
Ben dobra konuşmayı severim.Ama burada yazdıklarımı söyleyemezdim.Maviliğini karartamazdım;yapamazdım.Onu kırmayı göze alamazdım.Elinden tuttum sonra. ''Bu yetmez mi?'' dedim. ''Önemli olan bu değil mi?Hadi,hadi bana şarkı söyle!Bu ağır işkenceyi bile göze alıyorsam,artık bendeki yerini anla?'' dedikten sonra elime bir yara izi daha bıraktı.Konuyu böylece kapattım.Sonra,sonrasını boş ver...
Kadınları yavaş yavaş anlamaya çalışıyorum.
Yavaş yavaş anlamamın nedeni gerizekalı olduğumdan değil,
kadınların çok karmaşık bir yapıya sahip olmasından.
Ama iyi ki varlar!
Yoksa biz ne yapardık??
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder