29 Haziran 2014 Pazar

Bakış Açısı...






Hayır,aşk tabii ki iki insanın birbirini çok sevmesi,tutkuyla sevişmesi,o olmadan yaşayamayacağını düşünmesi ile ilgili değildir.Aşk bir lükstür.Kendimizi başkasına anlatabilme ayrıcalığıdır,onun yanında maskelerimizi indirip 'gerçek' kendimiz olabilme rahatlığıdır.Ve bu konforu tadan hiç kimse bir daha bu duygudan vazgeçemez,bağımlısı olur. ''Ne olur geri dön,sensiz yapamıyorum,sensizlik ölümden beter!'' gibi zırvaların altında,insanın çoğu zaman farkına bile varmadığı bu ihtiyacı yatar.Ama artık aşkın yaşanış tarzı evrim geçirmiş durumda.Artık yaşanmak için değil,ayrılmak için yaşanır oldu aşk.Aidiyet duygusunu kaybediyor olmamız,kalabalıklar arasında bile kendimizi yalnız hissetmemize neden oluyor.Aşkın olmadığı bir yürek,en büyük kalabalıklarda bile yalnızken,seven bir yürek başlı başına bir topluluktur.Bu sözü tarihe mal ediyorum;ben öldükten sonra burayı keşfedenler kullanabilirler.:)
Sözünü ettiğim toplulukta kaybolmayı kısa süre önce yitirdiğimi sanıyorum.Berrin'in iki dudağının arasından çıkacak tek bir sözcük beni sefil duruma düşürebileceğinden korkuyorum: Riyakar...  Çünkü biten bir aşkın ardından bir başkasıyla başlayan şeyin adı 'İlişki' değil, 'Çelişkidir.. ' O yüzden bazen 'onu kullanıyorum muyum' diye soruyorum kendime.
Elleri daha önceki elleri,gözleri daha önceki gözleri,saçları daha önceki saçları hatırlatmasın diye mi onunlayım? Bir anda onu karşımda buldum.Çocukken annem bana,en yakın arkadaşıma kızdığımda,hiç haz etmediğim başka bir çocukla kızgınlığım geçene kadar oynayıp,sakinleştikten sonra ona sırtımı dönüp gittiğimi,bir sonraki kızgınlığıma kadar onunla ilgilenmediğimi söylerdi.Berrin'de,kızgınlığım geçene kadar kullandığım biri miydi?Peki,ben neye kızgındım?
Bilmiyorum...
Umarım öyle değildir...






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder