3 Kasım 2013 Pazar

Ben Mi Zamanı Kullanıyorum Yoksa Zaman Mı Beni?






Ne düşünüyorum biliyor musun?

Hani her şey insanlar için vardır,her şey insanların elindedir ya,öyleyse bu su misali akıp giden zamanı neden kontrol edemiyoruz?Zaman bizim için değil,biz zaman için varız ve ayak uydurmak zorunda bırakılıyoruz.Her yerde,her manada zamanın esiriyiz. ''Çok üzgünüm!Geç kaldım!'lar bu yüzden var. ''Artık çok geç''ler nedeniyle ömrünün tamamını ışıksız geçirmek zorunda bırakan tek şey: Zaman. Bizi hegemonyası altında inip inip inletiyor.Sürekli onun istediğini yapmak zorundayız. Güneşin bile uyanmaya üşendiği vakitlerde bizi istemediğimiz şeyleri yapmaya sevk ediyor. ''Hadi!'' diyor, ''Kalk!'' ''Hiç sevmediğin işine gitmek zorundasın.Bana uymazsan hayatın tepetaklak olur.Şu saatte senin hiç gitmek istemediğin yerde bekliyor olacağım.Geç kalma köle...''  Acımıyor hiçbirimize.Sabahları insanların suratlarına dikkatle bakarsanız bunu görebilirsiniz.Hiç kimse memnun değil ve herkes şikayetçi,ama elinden de bir şey gelmiyor.Pişmanlık'lar,kavuşamamazlık'lar,keşke'ler,şimdi ki aklım olsa'lar hayatımızda hep var ve olmaya da devam edecek.Kontrolü elimizde olmayan zamanın eseri bunlar.Biz insanoğlu,bütün ömrü saatlere göre,zorunluluklara göre,zamana göre ayarlanmış makineleriz.Kendimize inanamıyorum!Nasıl ''Özgürüz'' diyebiliyoruz.Bizi yöneten bir zaman var.Nasıl hissedemiyoruz zamanın esaretini?Yaşamlarımız hiçbir zaman böyle ucuz olmamıştı... 

Burada cevaplanması zor olan tek bir soru çıkıyor karşımıza: 
Nasıl özgür olabiliriz?

İnsanoğlu cevabını bulduğunda mutluluğu elde edecek.
Ama şimdilik mutluymuş taklidi yapmaya devam edebiliriz...








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder