21 Ocak 2015 Çarşamba

Kelebek İnsana İnat Cesurdu..!





Hayat bir defa ele geçer ki kuş kadar hafif,saniyeler kadar kısadır.Sendeki saklı kalmış seni ortaya çıkardığı için sevebileceğin birini bulabiliyorsan,bulmalısın.Ancak bir yerlerde onu bulmayı umuyorsan,yanlışın var.Çünkü ummak,karşıdan karşıya geçmek için nehrin durmasını beklemeye benziyor.Sen bekliyorsun ancak nehir hiçbir zaman durmuyor.Ve hayatında gülerek başladığın bu bekleyiş gözyaşlarıyla son buluyor.Bu bekleyiş ve son buluş o kadar hızlı gerçekleşiyor ki geriye dönüp bakacak zamanın dahi kalmıyor.Oysa ki ne hayaller ile başlamıştın bu umuda..!
Kelebekler insandan daha mutlu yaşadı ömrünü.İnsanoğlu ise onlarca yıla sığdıramadığı ömründe mutlu olmayı beceremedi.Doğum ve ölüm arasında sıkıştı kaldı insanoğlunun ruhu ve sonunda ölümün geleceğini bildiği için,hayatını keşmekeş içinde tüketti.Kelebekler ise anladı hayatın değerini;sadece bir gün yaşadı kelebekler.Kendisini yaratan kudretin sanatını işlediği kanatlarını gün ışığıyla çırpmadan önce,günler boyunca bir koza içinde,karanlığın zulmetine katlandı.Bir kelebeğe dönüşmeden önce,ipek böceği olarak çektiği o zulmetin paha biçilmez hediyesini,ipek kozası olarak bıraktı insanoğluna.İnsanın paha biçemediği ipe,kelebeğin dünyaya geldiği yaşamın rahmi oldu.İnsanın onlarca yıl yaşadığı halde,değerini bilmediği,kısa bulduğu ömre inat,kanatlarındaki Tanrı fırçasından çıkma sanatı gösterdi insanoğluna,kısacık hayatın her anında.!Sadece birkaç gün yaşadı kelebekler ve aşkın ne demek olduğunu insandan daha iyi bildiler.Aşkın bir ateş olduğunu,yakıp kül ettiğini anladılar ve ateşe pervane oldular.

Dört kelebeğin öyküsüdür anlatacağım sizlere...

Dört kelebek ateşin gerçek sırrına ulaşmaya karar verirler.İlk kelebek ateşin uzağından geçip gelir ve şöyle der: 
''Ateş aydınlatan bir şeydir.'' 
Bu gerçeğin tam bilgisi değildir...

İkinci kelebek ise ateşe biraz daha yaklaşıp döner ve şöyle der: 
''Ateş,ısıtan bir şeydir.''
 Bu da gerçeği anlatmak için noksandır.

Üçüncü kelebek ateşe yaklaşır,alevler kanatlarına değer geçer ve döndüğünde: '
'İşte ateşin gerçek bilgisi!'' der, 
''Ateş,yakıcıdır.!''

Dördüncü kelebek bununla yetinmez.
Ateşin çevresinde döner,dolanır,kavrulur ve birdenbire ateşin içine dalarak bir an parladıktan sonra,alevlerin içinde görünmez olur.Ateşin gerçek bilgisini anlayan tek kelebektir o.Ancak bu gerçeği diğerlerine anlatacak durumda değildir.Anlatmasına gerekte yoktur zaten.Hiç kimse ateşin ne olduğunu başkasının anlatmasından öğrenemez.
Ateşin ne olduğu ancak dokunarak öğrenilir...

Hepimiz bu öyküdeki dördüncü kelebek olmayı düşlüyor ama ömrümüzü diğer üç kelebek gibi tamamlıyoruz.Sadece birkaç gün yaşadı kelebekler.
Ömrünce gerçek aşkı bulamayan insana inat,
ateşin aşk olduğunu bilerek ve aşk için yanmayı göze alarak...











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder