Evimizde uzun zamandır görülmemiş bir telaş hakim desem çokta yanlış olmaz.Ağabeyim,evleniyor.Evliliğin ilk adımı olan kız isteme merasimi dokuz mayısta Ankara'da kısmetse gerçekleşecek.Bu iç acıtıcı merasime gitmemekle son derece iyi bir karar verdiğimi düşünüyorum.Henüz yirmi altı yaşında olmasına rağmen evliliğe can atan,kaybedilen tek bir dakikayı aleyhinde sayıp strese giren ağabeyimi anlamak zor!Son yolculuğuna uğurlarken (Düğünden bahsediyorum) yanında olup,kardeşlik görevimi yapacağım:Son kez onu bu kararından döndürmeye çalışacağım.Değiştiremezsem -ki böyle olacak gibi- helalleşip veda edeceğim.Hayır,ben evliliğe karşı değilim!Ben evliliğin çok genç yaşta yapılmasına karşıyım.Geri gelmeyecek bir ilkbahar kadar güzel yirmi ve otuz beşli yaşlar,cinsiyet fark etmeksizin tüm insanların uçlarda yaşaması gerek yagena dönemlerdir.Sevişebildiği kadar sevişmeli insan,gezebildiği kadar gezmeli,büyük bir kavgaya karışmalı ve yeniden doğmalı yediği dayakla!Sevmeli ama bağlanmadan.Bir sürü kadına aşık olmalı ve herbirinden bir iz kalmalı kalbinde,şiirler yazmalı,yalnızlığına içmeli gecenin siyah örtüsünün altında,aklınan gelen her şeyi yapmalı insan.Çünkü özgürlüğün seni sen yapan kavramdır.Belli bir yaşa gelindiğinde -ki bence her iki cinstede bu yaş otuz yahut otuz beşdir- özgürlüğünden feragat edip,muntazam bir hayatın içine girmeli.Evliliğe karşı değilim dostlar,benim karşı olduğum genç yaşta yapılan evlilikler.Yoksa evliliğinde bir başka tadı vardır.Evli olmayanlarda çevresindeki çiftleri gözlemleyerek rahatlıkla bu tadı hissedebilir.Mutlu bir ailede işler iyi gidiyorsa,evin erkeği karısını sever,onun üstüne toz kondurmaz,onu gözünün bebeği gibi sakınır,ondan bir an bile ayrı kalmak istemez.Bu aile mutlu bir ailedir işte.!Hatta bu ailenin acılı zamanları olsa bile mutludurlar,zaten acılı olmayan insan yoktur ki.Sevdiğin,ama taparcasına sevdiğin bir kadınla evlenirsen,yaşanan ilk yılların tadına doyum olmaz.Bu hep böyledir.Hatta,ilk yıllarda karı koca arasındaki kavgaların bile bir başka tadı olur ve kolayca tatlıya bağlanır.Hele bazı kadınlar vardır ki kocalarını ne kadar çok severlerse sevsinler yine de kavga çıkarmaya bayılırlar.Eskiden böyle birini tanıyordum.Kocasına şöyle söylerdi: 'Seni sevdiğim için eziyet ediyorum,sakın aklına başka bir şey gelmesin,sevildiğini bil..'Aşkın insana böyle şeyler yaptırdığını,insanın sevdiği kişiyi üzmekten hoşlandığını ilk o zaman anladım.Bunlar en çok kadınlar arasından çıkar.Hem yaparlar,hem de içlerinden 'Bu kadarcık eziyete katlansın canım,sonra onu öyle sevip okşayacağım ki!' derler.Bunun verdiği mutluluk ve zevkle,genç karı koca kendilerini sanki yeni tanışmış,yeni evlenmiş,yeni sevişmeye başlamış gibi hissederler.Bir şey var ki bu en önemlisidir:Evlilikte saygı ve sevgi birçok şeyin temelidir.Ortada aşk varsa ve eşler birbirlerini severek evlenmişlerse,bu sevgi neden sönsün ki?Evliliğin ilk zamanlarındaki çoşkusu geçebilir fakat bunun yerini sağlam bir sevgi alır.Karı koca birbirleriyle anlaşır ve sorunların üstesinden beraberce gelirler.Bir de çocukları olursa,ne kadar zor durumda olsalar da mutlulukları tükenmez.Yeter ki sevgileri,kendilerine güvenleri eksilmesin.Çalışmak,çocukları için özveride bulunmak da ayrı bir zevk verir onlara.İleride onlar da bu yaptıklarına sevineceklerdir.Demek ki,gelecek için bir sevgi yumağı oluşturuyorsun.Çocuklar büyüdükçe onlar için bir dayanak,bir örnek olduğunu anlayacaksın.Sen ölünce de onlara verdiğin duygularını,düşüncelerini taşıyacaklarını bilirsin;seni örnek alırlar,sana benzerler.İnan ki çocuk yapmak kutsal bir görevdir.Bunu yapmadan da söylediğime göre düşünün artık.!Bir kez düşün,şöyle küçücük,pembe bir bebek,karının memesine yapışmış,durmaksızın emiyor.Hangi erkek kucağında çocuğunu tutan karısına karşı bir kötülük düşünebilir?Annesinin memesini emerken elleriyle sıkıştırır,oynar.Babası yanına gelince annesinin memesini bırakır,kendini atar,babasına bakıp gülmeye başlar.Sanki gülecek bir şey varmış gibi.!Daha sonra memeye uzanır.Hele dişleri çıkmaya başlayınca,emerken annesinin memesini ısırıverir.Karı,koca ve çocuk tam bir mutluluk tablosudur.Bu mutluluk için neler verilmez ki...
Ben evliliğe karşı değilim dostlar,sadece genç yaşta evlenmek mantıksız geliyor.
Diyebilirsiniz ki:
'Peki,ya bu yazında anlattığın taparcasına sevebileceğin kadınla genç yaşta tanışırsan ne yaparsın?Hemen yuva kurup,çocuğunu emzirirken izlemek istemez misin?'
O zaman bende derim ki size:
'Çok ileri gidiyorsunuz ama..:)'
Görüşmek üzere dostlar...:D
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder